Bir bahar sabahında dünden kalan Ahmed Arif ve Orhan Kemal‘den gayrı bir üstad ile de bugün ayrılmıştı yollar Nazım Hikmet Ran ile.Mekanı cennet olsun.
Ölüm günü haziranın üçü olmasına rağmen aslında yaşadığı duygu ve aşk dolu günleri ile sanat dolu birikimlerinin hiçe sayıldığı günlerde vazgeçmişti belki de vatanından. Gitme diye kim bilir kaç seveni,kaç aşığı,kaç sevgilisi bağırmıştı arkasından ancak duyacak hali yoktu üstadın ve belki de gurbeti gönlünde duya duya gitmişti.
Vatanından gitmesine gitmişti ama nağmelerimizde,sevdalarımızda, aşklarımızda, mesajlarımızda hala yaşayan bir Nazım bıraktı geride.
İyiki de bıraktın bize kendini üstadım ya sen olmasaydın aşkın tarifinin içinden nasıl çıkacaktık.
Sen Vera’ya koşarken Piraye’ye şiirler yazarken Anadolu sana hasret sen memleketine hasret yıllarını geçirmiştin.
Ne güzelde demiştin oysa Gönlünün kızıl saçlı bacısına’’Haydi bırak bu lafları da paran var ise üç beş don birde atlet al bana’’ bu kadar basit ve sade iken hayatın biz gönüllerimizdeki şehvete yenilip unuttuk aşkın sadeliğini belki de ve son zamanlarda değiştik aşkı tek taşlara, suni mesajlara, öpücüklü telefon ifadelerine…
Üstadım Aşkı da, sevgiyi de, Anadoluyu’da , memleketi de insanları ve dahası kuşu, toprağı, maviyi ,denizi ve dahası YAŞAMAK GÜZEL ŞEY BE KARDEŞİM diyen romanını bizlere ödünç bıraktığın için bu yürek sana minnettardır.
Mekanın cennet olsun.