Her sene büyük coşkularla beklenen kimine elem kimine hasret kimine aşk ve heyecan dolu günlerin habercisi olan bayram ve sabahı hiç şüphe yok ki çocuklara ve yüreğinde bir çocukluğu taşıyan büyümelerinin inadına kirlenen gelecekleri ve dünyalarının ruhlarının masumiyetlerini koruyabilmek adına bir özlem bir ulaşma bir yakınlaşma beklentisi ile karşılanan tatlı telaşlar günüdür bayram büyükler içinde.
Her toplanılan mecliste büyükler ahh! Nerede o eski bayramlar diye başlarken cümlelerine onları dinlemek istemeyen ve kendi dünyalarının algılanılmasını isteyen çocuklar ise sürekli bir umut ve heyecan içinde bize de sıra gelecek beklentisi içinde bekleşirlerken, hayat ve zaman geçip gidiyor ve gidecekte.
Devamını Oku
Bakmak yetmiyor bazen gidenlerin ardından. Onlar giderken taşıdıkları umutlarını yüreklere sığdırırken, geride kalanlar da ne gidenlerin gidişlerini sığdıracak yürek nede bir daha sevecek heves kalıyor bayram sabahında.
Çocuklar şekerlerin renkli dünyalarında ve dillerindeki tatları ile mutluluğu yaşar iken büyükler kaybettiklerinin pişmanlıklarını eyvahlarını, keşkelerini ve/veya buluşmalarının heyecanını göğüs kafeslerine olup bitenleri sığdırmaya çalışırken bayram geçiyor bakıyorsunuz ikinci günün sabahı olmuş artık vakit çoktan.
Bayram en sade basit hali ile her şeyin askıya alınıp o günün gönüllerdeki tüm grevleri sonlandırıp durmaya yakın olan gönül makinelerinin ve duygu üretimlerinin sevgi ürünlerinin tekrar üretilmeye başlaması ve başlanılan grevin sonlandırılmasıdır.
Renkli dünyalar ve şekerler çocuklarımızın olsun onlara dokunmayın o pis ellerinizi küçücük bedenlerinden çekin mesela. Ya da geleceklerini birkaç bin liraya organlarını zorla ve hile ile satarak karartmayın daha hayata ve bayrama başlamadan.
Savaş kelimesini hiç bilmesinler mesela ya da siyasilerin laf oyunları ve politik cümleleri ile adlarının mülteciye , işgalciye çıkmalarına izin vermeyin sahil kenarında kahvelerinizi yudumlarken, açık büfe kahvaltılarda yenmeyen bilmem kaç çeşit yiyeceğe bir dünya dolusu para bırakırken onların trafik ışıklarında ayaklarını ezerek geçmeyin. Sadece ayaklarını değil geleceklerini de ezmeyin.
Bugün bayram. Anne gibi baba gibi ağabey gibi, abla gibi bir çocuğun rüyalarına giren renkli şekerler gibi bayramlar yaşayın ve yaşatın.
Hem de nerde o eski bayramlar diye sezenişte bulunmadan, kızmadan, yıkılmadan, kırmadan, kırılmadan bayramları yaşayın.Eski bayramlar ile yeni bayramlar arasında hiçbir fark yok. Umutların tükenmişliği, yılmışlık, aldanmışlık, yorulmuşluk var belki de ama bayramlarda bir değişiklik yok.
Her şey yüreğimizin içinde ki çocuğu yaşatabilmek ve yaşayabilmekte…
Nice güzellikler ve özlemlerle dolu bayramlar.
24.06.2017
Adana